• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Saçına bakan sevgilisiz kalmaz…

Saçına bakan sevgilisiz kalmaz…

Saç bizim için neden büyük önem taşıyor? Bu sorunun cevabını bilim adamları veriyor: Saç muhtemel bir cinsel partnerin sağlığı hakkında bize ilk bilgiyi ileten öğedir
londra

Manchester’ın merkezindeki Vidal Sassoon Saç Bakım Merkezi’nin vitrininden içeri bir göz attığınızda raflara düzgün yerleştirilmiş, göz kamaştırıcı ambalajları içinde sıra sıra şampuan, saç serumu, sprey, yağ ve jel görürsünüz. Burası kelimenin tam anlamıyla bir saç tapınağıdır çünkü. Derinize adeta yapışmış; dümdüz, balon gibi kabarmış; kıvırcık, cansız, donuk, ruhsuz bir saçla girersiniz buraya ama pırıl pırıl bir pop stili ile çıkarsınız.
İngiltere’de, özellikle son yıllarda saç bakım merkezlerine görülmemiş bir ilgi var. Oysa pek de ucuz bir iş değil saç bakımı. İngiltere’de en az 40 sterlinden başlayıp 500 sterline kadar çıkan ücretlerden söz ediliyor.
Ülkenin önde gelen stilistlerinden David Rozman’a göre, “Saç bir kadını kraliçe de yapar, rezil de eder. Saç içine resim konan çerçeve gibidir. Van Gogh’u kırık dökük bir çerçeveye koyamazsınız.”
Gerçekten David Rozman gibi düşünenlerin sayısı çok olmalı ki, geçen yıl saç bakımı için İngilizler 4 trilyon liradan fazla para harcamış. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 6.3 artmış. Durum böyle olunca, saç bakım ürünleri imal etmek için işadamları çok büyük yatırımlar yapıyor.
Yıkıyoruz, bakıyoruz, jöleliyoruz, film yıldızlarının parlak buklelerine hayran kalıp onları taklit etmeye çalışıyoruz. Bunun için de hayatımızın kim bilir kaç ayını elimizde saç kurutma makinesiyle geçiriyoruz. İyi de, saç neden bizim için bu kadar önemli ve özel?
Geçtiğimiz hafta açılan saç sergisinde bilim adamları bu soruya yanıt aradı. Doğal Tarih Müzesi’nde açılan sergide düzenlenen panelde uzmanlar bunun seksle ilgili olduğunu söyledi. Örneğin müzenin antropoloğu Christopher Soligo, “Saç muhtemel bir cinsel partnerin sağlığı hakkında bize ilk bilgiyi veren öğedir. Dağınık ve bakımsız bir saç, sahibinin sağlıksız, ilişkiye hazır olmayan biri olduğu izlenimini uyandırır. Biraz allayıp pullayın, parlatın, bir eş bulma şansınız tavana fırlar” dedi.
Başka işlevleri de var saçın tabii ki. İnsanlık tarihi boyunca vücut kıllarımızın çoğunu döktük ama baş derimizi güneşten koruyan saçlarımız yerinde kaldı. Psikolojik işlevini ise daha sonraları kazandı. Warwick Üniversitesi’nden psikolog Martin Skinner, “Ruh durumunuza uygun olarak boyayıp biçimlendirebileceğimiz tek doğal parçamız saçlarımız. Dış dünyaya onunla kendimizi ifade ediyoruz” diye açıklıyor saçın önemini.
Günümüzde vücudumuzun diğer yerlerinde bulunan kılların işlevinin cinsel sinyaller yayma olduğu konusunda hemfikir bilim adamları. Koltuk altı ve cinsel organlarımızın civarında bulunan kılları düşünün. Bunlar birleşme olgusu için etrafa yaydığımız görsel ve kokuyla ilgili sinyallerin kimyasal yapısını koruyor ve iletiyor. Saligo’nun belirttiğine göre, “Bu kimyasal oluşumlar karşı cinse genetik yapımız hakkında bilgi aktarır. Ter kokulu tişörtlerin başkalarına koklatıldığı araştırmalarda bilim adamları, koklayanların kendilerine göre değişik genetik yapıdaki kişilerin kokularını tercih ettiklerini bildiriyor. Bu demek oluyor ki vücut tüyleri ile etrafa yayılan kimyasal bilgiler aynı soydan gelenlerin çiftleşmesi olasılığını azaltıyor. Daha doğrusu insanlar parfüm kullanmaya başlamadan önce azaltıyordu.”

Saçları en kuvvetli olanlar Asyalılar, en zayıf olanlar Afrikalılar

L’Oreal’in Paris’teki laboratuvarlarında, bilim adamı Bruno Bernard’ın yönlendirdiği bir grup araştırmacı saç bakım ürünlerini sürekli geliştirmek ve yenilerini yapmak için çalışıyor. Bernard’a göre saç renginin çabuk açıldığı güneşi bol ülkelerde saç ürünlerinin formüllerinin değişik olması gerekiyor. Statik elektrik yüklenmesinin çok olduğu kuru ülkelerde ise bu formüllerin yine değişmesi gerekiyor. Saç konusunda kimi ulusların farklı gelenekleri de oluşmuş durumda. Örneğin saç temizliği konusunda farklı alışkanlıklar var. Japonlar günde iki kere yıkıyor saçlarını. Amerikalılar günde bir kez, Avrupalılar ise haftada iki-üç kez yıkıyor.
Yine aynı araştırmaya göre saçları en kuvvetli olanlar Asyalılar, en zayıf olanlar ise Afrikalılar.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

REKLAM
  • YORUM